Türkiye’de vegan olmak aslında genelde zor tabii. Normal şartlarda vejetaryen olmak bile zor.
Aslında neden böyle olduğunu anlamak mümkün değil.
Bir kere, bu memleket her türlü sebzenin, meyvenin, otun, bakliyatın ve hububatın yetiştiği bir memleket. Koskoca Türk Mutfağı dünyanın çeşit açısından en büyük mutfağı. Adım gibi eminim Türkler bile Türk Mutfağı denince kebap falan zanneder bu mutfağı. Halbuki kebap Güneydoğu Anadolu Bölgesinin, hatta o bölgenin de iki şehrinin zaman içinde komşu mutfaklardan aldığı ve sahiplendiği bir yemek türü. Bu iki şehir de Gaziantep ve Şanlıurfa. Ama bakın bir Mardin’e, orada baharatın, etin ve sebzenin uyumu söz konusudur.
Ama bana Türk Mutfağı dediklerinde benim anladığım Ege Mutfağıdır. Sebzenin, otun muhteşem boy gösterisi.
Vegan beslenme nedir?
Vegan beslenme grubuna dahil olan insanlar herhangi bir sebeple hayvansal kaynaklı hiçbir besini tüketmezler. Vejetaryenler et yemezlerken, veganlar kırmızı et, kümes hayvanları, balık dışında ayrıca yumurta, süt ve ürünleri (peynir, yoğurt), bal yemezler. Tereyağı veya yumurta ile yapılmış hamur ürünü, peynir altı suyu konulmuş hazır besinleri, süt ilavesiyle yapılmış margarinleri yemezler. Beslenmeleri tahıl, meyve, sebze, baklagiller, tohumlar ve fındık-fıstık bazlıdır. Ayrıca veganlar kürk, deri, yün, ipek, kuş tüyü, hayvanlar üzerinde denenmiş kozmetik ürünleri ve kimyasal ürünleri de kullanmazlar.
Şimdi, sizce bu durumda bizi veganların işi zor, değil mi?
Bence o kadar da değil. Belki farkında değilsinizdir ama bundan sonra dikkat edeceğinize eminim, aslında pek çok zaman vegan besleniriz.
Vegan beslenmenin ilkeleri ve çeşitleri var haliyle. Bazı veganlar yalnızca “rawfood” ve “livefood” yani “çiğ gıda” ve “yaşayan gıda” beslenmeden başkasını hayatlarına sokmazlar. Bence bu dönem dönem yapılabilecek bir şey, hatta yapılması gereken bir şey, ki uzunca bir süredir bizim de hayatımıza girmiş olan detoks tarzıdır bu tarz beslenme.
Türk Mutfağında epey vegan yemek vardır aslında.
Bu noktada aslında veganların problemi gereken malzemeyi sağlamak oluyor. Yani peynir, süt, yoğurt, bal kullanmadığımız için örneğin bir kek yapmaya kalkarsak ne yapacağız? Margarinlere genelde peynir altı suyu katılıyor ya da süt. Yumurta gerekiyorsa yerine ne koyacağız? Bunların tabii ki çözümü var. Yurt dışında bu çok kolay. Aradığınız her şeyi buluyorsunuz ekolojik ürünler satan mağazalarda.
Bizde durum nasıl? Bizde de artık ekolojik ürün satan zincirler çoğalmaya ve büyümeye başladı.
Türkiye’nin ekolojik ürün işine herkesten önce girdiğini biliyor muydunuz? Tabii ki Türkiye için değil, yurtdışından gelen talep adına. Bu ülkede her şeyin yetiştiğini bilen diğer ülkeler ekolojik tarıma geçilmesi ve erkolojik ürünleri kendilerine sağlamak için Türkiye’ye böyle bir talep iletiyorlar. Ama Türk tüketici hâlâ pek çok yabancı ürünleri kullanmak durumunda. Örneğin içine yumurta katılmamış makarna.
Protein kaynaklarını tüketmekle yüz yüze kalma raddesine gelen insanoğlu soya fasulyesinin değerini gün gelip anlayacak. Protein deposu bu soya mucizesini pek çok şekilde kullanma şansınız var. Ben sütün yerine soya sütü kullanıyorum, peynir yerine de tofu. Tofular da çeşit çeşit ve bunları da Türkiye’de bulmak mümkün.
Zaman içinde eksik ürünlerin de tamamlanacağına, raflardaki yerlerini alacağına inanıyorum.
Zaten bazı insanlarda (kimisi buna trend diye baksa da) bir bilinçlenme söz konusu. Artık pek çok fırında sertifikalı tam tahıl ekmekleri bulabiliyorsunuz. Ya da organik sebze ve meyve, ki bunun en güzel örneği 17 hazirandan beri İstanbul kurulan “Şişli Ekolojik Halk Pazarı”. (Bu konuya başka bir yazıda değineceğim.)
Benim amacım da vegan beslenen ya da beslenmek isteyenlerle bu işe gönül vermiş biri olarak Türk damak tadına uygun yemek tariflerini paylaşmak.
Yardımcı olabileceğim bir başka konu da şu:
Geçiş nasıl yapılacak? Diyelim ki, herhangi bir vejetaryen gruba dahilsiniz ya da değilsiniz ve vegan beslenme size daha mantıklı ve doğru geliyor. Bu geçişi nasıl sağlayacaksınız?
Kendi deneyimlerime dayanarak yardımcı olabilirim haliyle. Tavsiyem de şu: Öncelikle tam geçiş yapmadan önce kısa bir deneme süreci yaşamanızda fayda var. Ben kendime bir haftalık bir süreç vermiştim. Kendimi ve bünyemi tanıdığım için, bir haftada kararımın belli olacağını düşünüyordum. Bir hafta vegan beslenecek ve duruma bakacaktım. Yalnızca dört gün beslendim ve aradaki farkı hissetmemek mümkün değildi. (Bu deneme süreci sırasında henüz lakto vejetaryendim.) Bir kaç gün sonra kesin kararımı vermiştim.
Benim geçişim çok hızlı, çok keskin oldu. Ama hayatta aldığım en iyi ve doğru karardır.
Siz belli bir süre deneyebilir sonra normal yaşam tarzınıza dönüp durumu inceleyebilirsiniz. Hatta dönem dönem vegan beslenme ile vücudu arıtabilirsiniz.
Karar size ait.
Ama unutmamak gereken bir konu daha var. Veganlık aslında yalnızca bir yaşam ve beslenme biçimi değil, hayat içindeki bir duruştur da. Yani etik bir tarafı da vardır. Vegan olmak da aslında tamamen bununla ilgilidir. Çünkü veganlar yukarıda da belirttiğim gibi beslenme konusunda nasıl titiz davranmak durumundalarsa, aynı zamanda yaşamın içinde de öyledirler, örneğin kürk, deri, yün, ipek, kuş tüyü, hayvanlar üzerinde denenmiş kozmetik ürünleri ve kimyasal ürünleri de kullanmazlar.
Ama inanın bu çok da zor bir şey değil. Zaten vegan olunca diğerleri de kendiliğinden geliyor.
Tek sorun gerekli ürünlere nasıl ulaşılacağı, yemek yaparken gereken bazı malzemelerin nasıl sağlanılacağı, ya da herhangi bir şeyin yerine neyin kullanılacağı ve belki de dışarıda yemek yiyeceklerin nelere dikkat etmesi gerektiği olabilir. Bu konuları da yaratıcı ve pratik zekanızı kullanarak çözebilirsiniz.
Gereken tüm bilgiler, tavsiyeler ve adresler için beni buradan takip etmeye devam edin.