Salı, Mart 13, 2012

Kahve 6


Kahve 6.

İsmi de kendisi gibi pek güzel.

Cihangir'de kapısından adım atar atmaz kendinizi bambaşka bir dünyada bulacağınız ve çok seveceğiniz, büyük ihtimalle de müdavimi olacağınız bir mekan.

Vegan olup da bir lokantada derdini anlatmanın ne kadar zor olduğunu bilmeyen yoktur. Bu konuya da çeşitli yazılarımda değinmiştim, hatırlayacaksınızdır.

Kahve 6 içeri adım attığınız andan itibaren sizi gerçekten bambaşka ve büyülü bir dünyaya taşıyor. Çok sıcak ve huzur dolu bir atmosfer aslında daha içeri adım atmadan kapının önünde yüzünüze çarpıyor, sizi içeriye davet ediyor.


Mekan çok zarif döşenmiş. Her mevsim oturabileceğiniz bir botanik bahçesi de var.


Dün akşam Tarkan ve Canan'la bu mekanda yemek yemeğe gittik. Ben burayı hep Tarkan'ın bize falafel ısmarladığı süper yer olarak biliyordum ama hiç gitmemiştim. İlk işim menüyü uzun uzun incelemek oldu.


En mutlu olduğum da, oradaki herkesin, vegan nedir bilmesi ve menüde vegan olmayan bazı şeylerin nasıl veganize edilebileceği konusunda sabırla bilgi vermesi oldu.

Faydası olur düşüncesiyle çok zengin olan Kahve 6 menüsünden veganlara uygun olanları burada paylaşmak istiyorum:

- Brokkolili Mercimek Çorbası

- Veggie Burger (bazlama içinde sebze köftesi, dereotlu sos ile) - bunu seçerseniz vegan olduğunuzu belirtin, ona göre hazırlıyorlar, yoksa mayonez ile gelir, yiyemezsiniz.

- Falafel (dürüm, salata) - benim favorilerimden ve bu konuda cidden Lübnan'da yediklerimden sonra en iyisi. Türkiye'de rakipleri yok.

- Kinoalı* Tabuli (bol maydanozlu, nane, taze soğan, domates, salatalık ve zeytinli Lübnan kısırı)

* Taneleri benzediği için tahıl sanılan, aksine ıspanak ve pancarın uzaktan akrabası Kinoa, Güney Amerika'da 5000 yıldır yetiştirilen, gluten içermediği gibi çok yüksek bir protein miktarına sahip, lezzetli ve doyurucu bir besindir.

- Pancarlı Börülce Salatası

- Yeşil Mercimekli Körpe Ispanak Salatası

- Hindustani (Hint usulü mercimek - pilav)

- Kestane Mantarlı Ispanaklı Sandviç (peyniri koymazlarsa vegan oluyor)

- Mantarlı Fusilli (tam buğday fusilli, ıspanak ve kırmızı kapya biberli)

- Penne Arabiata

ve tabii

- Victor'un Buğday Tatlısı

Seçim zor gördüğünüz gibi. Hepimiz Kahve 6'nın klasiği Brokkolili Mercimek Çorbası sipariş ettik. Ana yemek konusunda kararsız kalınca Tarkan Falafel, Pancarlı Börülce Salatası ve Kinoalı Tabuli seçti hepimiz adına ortaya.

Önce çorbalar geldi.


Bu çorba anladığım kadarıyla bir Kahve 6 klasiği. Tadı muhteşem... Ben limon katmam çorbama asla, ama tavsiyem mekanın halis zeytinyağını katmanız.


Çorbadan sonra ana yemekleri beklerken biraz etrafa bakarak oyalandım.



Duvardaki permakültür yazısı ve kitap köşesinde gördüğüm bu konudaki kitap ilgimi çekti, alacağım.



Üstteki fotoğrafa tıklarsanız, Kahve 6'nın neyi nereden tedarik ettiğini okuyabilirsiniz...

Ve yemekler geldi...


Tek tek tanıtalım...

Falafel (Ortadoğu'nun en sevimli veganı, Humus da en büyük aşkı, hep birliktedirler.)


Kinoalı Tabuli


Pancarlı Börülce Salatası


Tatlar harika... Çok başarılı... Ben nedense Pancarlı Börülce Salatası'na fena şekilde hayran oldum... Hatta aşık oldum...

Sevgili Victor'un anısına menüde kendi ismiyle anılan Victor'un Buğday Tatlısı'ndan yemeği düşündüm ama artık başka bir zamana demek zorunda kaldım. Yiyecek yer kalmadı ki... Bu sebeple çay söyledik...


Tabaklar da pek şeker...


Bu arada hatırlatmadan geçmeyelim...

Kahve 6 her gün saat 09.00 ile 23.00 arası açık.

Kahvaltı için de epey seçenekleri var. Kahvaltıda zaten vegan olan Sıcak Yulaf (muz, ceviz, pekmez) sizin arzunuza göre değişik meyvelerle de yapılabiliyor ve her türlü kahvaltıyı vegana dönüştürme şansınız da var.

Deneyin derim...

Ama belki de en önemlisi onlara bir teşekkür etmek.

Baştan sona bu mekan için emeği geçen herkese, bu kadar zarif, güzel, herkese hitap edebilecek bir mekan ve atmosfer oluşturdukları için, özellikle de son derece dikkat çeken hijyenik ortamdan dolayı sonsuz teşekkürler.

Personele bir teşekkür daha... Gerçekten son derece sabırlı, yardımsever, güler yüzlü ve başarılılar.


İnsan böyle bir mekanda ancak MUTLU olur...

Çok teşekkürler... Başarılarınız sonsuza dek sürsün...

Adres:

KAHVE 6

Anahtar Sok, No:13 D: A
Beyoğlu / Cihangir

Tel: 0212 - 293 08 49

Facebook:

http://www.facebook.com/pages/Kahve-6/118368844874028


Cumartesi, Mart 10, 2012

Harire



Malzeme:

* 1 bardak organik üzüm pekmezi
* 7 bardak su
* 1/2 bardak organik agav şurubu
* 1 bardak (tepeleme) un
* 1 yemek kaşığı tarçın
* 1/2 yemek kaşığı yeni bahar
* ceviz

Hazırlanışı:

- 1 bardak üzüm pekmezi, 7 bardak su ve 1/2 bardak agav şurubu büyükçe bir tencerede mikserle karıştırılır. Pekmez köpürecektir bu işlem esnasında.



- 1 tepeleme bardak un karıştırılmakta olan malzemeye yavaş yavaş eklenir ve mikserle karıştırma işlemine devam edilir.

- Tencere ateşe konur ve harire karışımı kaynayana kadar tahta bir kaşıkla hiç durmadan karıştırılır.

- Harire kaynayınca ateşten alınır ve bekletilir.

- Harireyi ateşten indirdikten 10 dakika sonra içine 1 yemek kaşığı tarçın ve 1/2 yemek kaşığı yeni bahar katılır ve topaklanma olmaması için iyicene karıştırılır.

- Harire ılıkken kaplara dökülür ve üzeri cevizle süslenip ılık ya da soğuk servis edilir.




Benim Tavsiyem:

Agav şurubunu 1/2 bardak yazdım ama bu damak zevkinize ve ne kadar tatlı sevdiğinize bağlı. Şeker kullanırsanız 1/2 bardak gerekir ama ben 1/4 bardak agav şurubu kullanıyorum.

Un da organik ve esmer olursa daha iyi. Zaten pekmez koyu olduğu için esmer unun tatlıyı karartması gibi bir sorun yok.

Tarçın bu tarifte 1 yemek kaşığı olarak geçiyor ama bu da gene damak zevkiyle alakalı bir konu. Benim tavsiyem 1/2 yemek kaşığı.

Mikseri ısrarlar yazdım, istenirse mikser kullanmadan da yapılabilir tahta bir kaşıkla devamlı karıştırarak ama topaklanmayı önlemek zor olur. Mikser en iyi çözüm.

Neden Bu Tarif?

Beni tanıyanlar, blogumu takip edenler bilirler; tatlıyla pek aram yoktur. Ama bu benim olmazsa olmazım...

Harire eski bir Mardin geleneğinin ürünüdür. Bağ bozumu dönemlerinde evlerde bereket tabakları sofraları süsler, üzümlerden pekmez yapılır, pekmezler kaynatılıp harire tatlısı olur. Bütün sene evlerde stoklanan pekmezle bu tatlı yapılır.

Benim gibi hayatının büyük bir bölümünü Mardin'de geçiren birinin böyle bir tatlıyı sizlerle tanıştırmaması olmazdı.

Bu tatlıyı hemen hemen herkes aynı şekilde yapar, ama ben farklı yapanlara da rastladım. O sebeple de, en sevdiğim en beğendiğim tarifi paylaştım. Bu tarif için Süryani cemaatinden çok sevgili dostum Semire Çilli hanımefendiye teşekkür ederim

Hem çok lezzetli hem de çok sağlıklı olan harireyi çoluk çocuk birlikte yiyebilirsiniz.

Seveceğinize eminim...

AFİYET OLSUN!

Perşembe, Mart 08, 2012

Limon Fareler (Masa Süsü)



Eski bir aile geleneği gibidir bizim evde bu limon fareler. Ben kendimi bildim bileli her yılbaşı annem hiç aksatmaz, bu farelerden yapar ve yemek soframızı süslerler. Onlar bizim yılbaşı soframızın olmazsa olmazıdır.

Evet, süstürler falan ama inanılmaz bir neşe ve renk de katarlar bulundukları ortama.

Düşündüm ve burada da bulunsunlar istedim. Hem anneciğimin bu güzel çalışmasını ölümsüzleştireyim hem de sizi de gülümseteyim dedim.

O ara aklıma vegan bebekleri / çocukları olan anneler geldi. Her geçen gün yeni vegan dostlar giriyor hayatıma. Onlar için de özel bir şey yapayım dedim, aklıma çocuklar için özel tarifler ve böyle şirin şeyler hazırlamak geldi. Bundan sonra bu blogda 'Bebekler Ve Çocuklara Özel' diye özel bir bölüm olacak. Vegan ana babaların da tariflerini burada paylaşabiliriz.

Evet, haydi başlayalım annemle birlikte farelerimizi hazırlamaya.

İhtiyacınız olan tek şey her fare için bir adet limon, farelerin kulak ve kuyrukları için ayrıca bir tane limon, göz ve ayaklar için kibrit, düz ve keskin uçlu bir bıçak.


Kulak ve gözleri yapacağınız limonu alıp ucunu kesin ve kulak yapacak kadar bir bölümü soyarak ayırın.


Bu parçadan farelere ikişer tane kulak yapın.


Fareyi yapacağınız limonun sivri uçlu kısmını burun olarak düşünün ve üstüne gözleri için kibritleri batırın.


Gözlerin biraz üstünü kulakları yerleştirmek için bıçakla delin.


Kulakları kestiğiniz yerlere yerleştirin.


Kulak yapmak için kullandığınız limondan istediğiniz uzunlukta bir kuyruk kesin.


Farenin kuyruğunu takacağınız kısmı da aynen kulaklar için yaptığınız şekilde bıçakla kesin.


Kuyruğu takın.



Farenin ayakları için dört tane kibrit alın ve vücudunun alt kısmına takın.



Fareniz hazır...


Farelerinizin arka bacaklarını daha kısa tutarsanız (kibritleri kısaltarak ya da vücuduna daha fazla sokarak) onları oturuyor ya da yukarıya doğru bakıyormuş gibi de gösterebilirsiniz...




Güzel anneciğime emek ve yardımları için teşekkür ediyorum. (Kendisi bu blogdaki pek çok klasik yemeğin - zeytinyağlı vs- tariflerinin de sahibidir.)



Eğlenceli ve bereketli vegan sofralar dileklerimle...


Cumartesi, Mart 03, 2012

Vegan Peynir


Sevgili Papatya ve vegan eşi Yorgo / www.tofu.gr Türkiye'ye geldiklerinde bu fotoğrafını gördüğünüz peynirden getirmişlerdi tatmamız için. Yanlış hatırlamıyorsam iki çeşitti. Hayatımda en sevdiğim tatlardan biri olarak kaldı beynimin bir köşesinde...

Ben eti vejetaryen ve sonrasında vegan olmadan önce de hiç sevmedim, et tadı aramadım hiç. Peynir ise benim vazgeçilmezimdi. Çok zorlanacağımı düşünmüştüm vegan olursam, o nedenle kısa bir süre lakto-vejetaryen olup gene 4 gün gibi çok kısa bir sürede veganlığa geçiş yapmıştım.

Çok da isabetli bir karardı. Sebepler tamamen etikti.

Soya peynirleri sayesinde peynir aramaz olmuştum...

Ama bu peyniri yediğimde hani Fransız füme peynirleri vardır ya, o tadı alınca inanamadım ne yediğime...

Yorgo'ya sorduk nasıl yapıldığını, aldığımız cevap hepimizi şaşırttı. Biz soya diyecek diye beklerken o 'tahin' dedi.

Evet, bu peynir tahin, bitkisel yağlar, buğday nişastası ve deniz tuzundan üretiliyor.

İnanması zor da olsa böyle...

En güzeli de, soya, mısır, mono sodyum glutamat (bir tür aroma arttırıcı) ve trans yağlar içermiyor. GDO'suz...

Hep bahsettiğim sevgili dostum, Cihangir Ecolife'ın sahibi Tarkan sık sık Yunanistan'a gider. Yorgo'dan bu peynirin nerede satıldığını öğrendi. Atina'da sıradan bir süpermarkette satılıyormuş. Son gidişinde bana da bu peynirden getirdi. Sağ olsun, nasıl mutlu oldum...

Hıristiyan dünyası şu sıralar Paskalya öncesi büyük oruçta. Hayvansal gıda yemezler 50 gün boyunca. Bu oruç süresince tek yedikleri hayvansal gıda balık. Bu durumda da Yunanistan'da böyle bir peynir olması, özellikle de oruç döneminde kolay bulunması bana çok mantıklı geliyor.

Bunun yanı sıra laktoz alerjisi olanlar için de çok iyi bir çözüm bu ve benzeri ürünler.

Demem o ki, bu peynir Türkiye'ye gelmeli...

Tarkan vegan çikolatanın yakında geleceği müjdesini verdi, Tarkan'ın ablası da bu peyniri getirtme girişimlerine başladı.

Umarım çok yakında bizde de satılır bu peynir. Hatta keşke böyle bir ürün üretiliyor olsa...

Türkiye gibi aslında vegan cenneti olabilecek bir ülkede bazı şeylerde zorlanıyor olmamız çok acı...

Ben bu peyniri istiyorum...

http://www.viotros.gr/