Salı, Ağustos 22, 2006

Patlıcanlı, Soya Etli Pilav

Malzeme:

* 1 Patlıcan
* 1 bardak soya eti
* 1 bardak işlenmemiş pirinç
* zeytinyağı
* 3-4 diş sarımsak
* soya sosu
* fesleğenli domates sosu (sos tariflerinde var)
* kişniş
* deniz ya da okyanus tuzu
* taze çekilmiş karabiber

Hazırlanışı:


* İşlenmemiş pirinci sıcak tuzlu suda bekletin. (Mümkünse bir gece önceden, ya da en azından 40 dakika kadar).

* Patlıcanları küp küp doğrayıp tuzlu suda 20 dakika kadar bekletip yıkayın.

* Soya etini sıcak suda yumuşaması ve şişmesi için bekletin.

* Bir tencereye zeytinyağı koyun ve pirinci biraz rengi dönene kadar kavurun, bu arada tahta bir spatula ya da kaşıkla çevirin. Pirince bire birbuçuk oranında kaynar su katın. (Yani bizim tarifte bir bardak pirince bir buçuk bardak su)Tuzunu da katıp altını kısın ve tencerenin kapağını kapatıp pişmeye bırakın. Pilav pişince tencere ile kapak arasına temiz beyaz bir bez ya da beyaz bir kağıt koyup demlenmeye bırakın.

* Bir teflon tavaya zeytinyağı koyup kızdırın ve sarımsakları ufak ufak kesip bu yağda çevirin. Üzerine soya etini katın. Biraz kişniş ve taze çekilmiş karabiber katıp çevirip biraz pişmesini sağlayın. Sonra soya sosunu katın ve çevirin. Biraz fesleğenli domates sosunu katın ve biraz daha çevirdikten sonra küp küp kesilmiş patlıcanı da katarak tavanın üstünü bir kapakla kapatarak pişmeye bırakın. (Patlıcanları kontrol edin, piştiği zaman hepsi pişmiş ve hazır demektir)

* Bu patlıcanlı ve soya etli karışımı demlenmekte olan pilava katıp karıştırın ve biraz daha demlenmeye bırakın. 10 dakika sonra yemeğiniz hazır!

Neden Bu Tarif?

Ne yiyeyim diye düşünürken, yıllarca yaptığım değişik pilavlar aklıma geldi. Elimde çok sevdiğim minik organik patlıcanlar da olunca, hiç düşünmeden bu tarifi uydurdum. Vejetaryen olmayan ve zor beğenen annem bile bayıldı.

Benim Tavsiyem:

Türk pirincinde asla bire bir ya da bire iki tarifi uygulamayın. Yani pirincinize bire bir ya da bire iki değil bire birbuçuk su katın. Çünkü bire bir çok sert, bire iki de çok lapa pilav yapar.
Unutmayın, Türk pirinci nişastalıdır!!!

Bunu ana yemeğin yanında da düşünebilirsiniz ama bence harika bir ana yemek. Her şey organik ve herkesin damak tadına uygun. Hiç düşünmeden ziyafet sofranıza bile katabilirsiniz. İnanın tadına doyum olmuyor.

AFİYET OLSUN!

Pazar, Ağustos 20, 2006

Aşure


Tatlıyla çok fazla aram yoktur ama 'hayır' diyemediğim bir çokkültürlülük örneği!

Kim neyi kimden almış? Bu tartışmalara girmeden aslında son derece de kozmopolit bir çevreden yayılan bu tatlı içinde öyle hikayeler, öyle semboller taşır ki.

Elif Şafak'ın 'Baba ve Piç' adlı kitabındaki tarif ve anlatıma bayıldım. Hiç dokunmadan aktarıyorum. Ama bence kitabının her bölümüne aşure malzemelerinden birinin adını veren Elif Şafak'ın bu gerçekten de muhteşem romanını okumadınızsa hemen alıp okuyun. İçinde neler bulacaksınız neler!!! (Aşure'nin hikayesini merak edenler kitapta onu bile bulabilirler.)

AFİYET OLSUN!

Elif Şafak - Baba ve Piç (S281-282)

Aşure devamlılığın ve istikrarın simgesiydi; ne kadar sarsıcı, nasıl da vahim olursa olsun, her fırtınadan sonra elbet gelecek olan güzel günlerin, açacak güneşin simgesi.

Gülsüm Nine malzemenin çoğunu bir gün önceden suya basmıştı, şimdi de pişirmeye hazırlanıyordu. Dolabı açıp koca bir kazan çıkardı. Aşure pişirmek için mutlaka kazan gerekirdi.

Malzeme:

* 1/2 bardak fasulye
* 1 bardak buğday
* 1 bardak pirinç
* 3 bardak su
* 1/3 bardak kuru üzüm
* 1/3 bardak kuru incir
* 1/3 bardak kuru kayısı
* 1/2 bardak portakal kabuğu
* 1/2 bardak kabuğu soyulmuş badem
* 1/2 bardak antepfıstığı
* 1/2 bardak çam fıstığı
* 1/2 bardak fındık
* 1 1/2 bardak şeker
* 1 tatlı kaşığı vanilya

Süsü:

* 2 çay kaşığı tarçın
* 1/2 bardak nar
* 2 çay kaşığı gül suyu

Hazırlanması:


Malzeme bir gece önceden ayrı kaplarda suya bastırılır. Fasulyeler bir kaba konup bir gece soğuk suda bekletilir. Buğdayla pirinç iyice yıkandıktan sonra suya basılır. İncirler, kayısılar ve portakal kabukları 1/2 saat sıcak suda bekletilir sonra süzülür ve süzülen su saklanır, kuru üzümle karıştırılıp bir kenara konur.

Pişirmesi:

Fasulyeler soğuk suya konur. Yumuşayana kadar, yaklaşık bir saat kaynatılır. Bu arada 2.5 litre su kaynatılıp içine buğday ve pirinç atılır, kısık ateşte ara sıra karıştırarak yumuşayana kadar, yaklaşık bir saat pişirilir.

Meyvelerin saklanan suyu, şeker, dövülmüş fındık, çam fıstıkları kazana eklenir ve sürekli karıştırarak orta ateşte kaynatılır. 30 dakika kadar. Karışımın helmelenmesi beklenir. Vanilya, kuru üzüm, incir ve kuru kayısı eklenerek 20 dakika daha sürekli ateşte karıştırılarak kaynatılır. Altı kapatılıp gül suyu eklenir. Aşure bir saat kadar oda sıcaklığında bekletilir. Üzerine tarçın serpilir, soyulmuş badem ve narla süslenir.

Mürdüm Eriği Reçeli

Malzeme:

· Mürdüm Eriği
· İşlenmemiş esmer şeker
· Limon
· Limon tuzu


Hazırlanışı:


· Mürdüm eriklerini yıkayıp, uzunlamasına kesin ve çekirdeklerini çıkartın. Yarım kalan mürdüm eriklerini arzuya göre iki ya da üç parçaya bölün.
· Mürdüm eriği olgunlaşsa bile sert olacağından mümkünse geceden şekere yatırın ve sabaha kadar bekletin. Birebir malzeme kullanılmalıdır. Yani 1 kg mürdüm eriğine 1 kg şeker. Esmer şekerin yarısını tencerenin dibine koyup üzerine erikleri yerleştirin, eriklerin üzerine de geri kalan esmer şekeri koyun. Arada sırada karıştırın.
· Kısık ateşte kaynatmaya başlayın. Arada sırada karıştırın. Kaynamaya başlayınca ateşi orta dereceye getirin.
· Meyvenin cinsine göre köpük oluşmayabilir. Bu şekere de bağlıdır tabiî. Eğer köpük oluşursa en son iş olarak köpükleri almak gerekir, köpük reçele karışırsa ekşime yapar.
· Bitimine doğru biraz limon tuzunu suda eritip reçelin içine katın, biraz da limon suyu katabilirsiniz. Limon tuzu da reçelin küflenmesini engeller. Arzu ederseniz ve çok miktarda reçel yapmayıp hızlı tüketecekseniz yalnızca limon da kullanabilirsiniz.
· Reçelden bir tahta kaşıkla alıp bir tabağa damlatın, damla koyu bir şekilde ve kalıp gibi duruyorsa olmuş demektir. Ateşi kapatabilirsiniz.
· Reçeli soğumaya bırakın ve soğuduktan sonra kavanozlara, iyice soğuduktan sonra da buzdolabına koyun.

Neden Bu Tarif?

Büyük ihtimalle dikkatinizi çekmiştir, bu ay pek çok tarifim mürdüm erikli. Sen de ne kadar çok seviyorsun şu mürdüm eriğini de dediğinizi duyar gibiyim. Doğruyu söylemek gerekirse, ben tam bir yıl önce mürdüm eriğinin faydalarını keşfettim. Antioksidan özelliğinden zayıflatıcı özelliğine kadar. Tadını da çok seviyorum. Fazla tatlı meyvelere düşkün değilimdir. Mürdüm eriği benim için ideal. Ayrıca çok hoş bir yaz meyvesi ve ne kadar faydalansak o kadar iyi. Örneğin kışın evde reçel ve marmelat bulunması hoş olur. Hele benim gibi koyu renk ve ekşi reçel marmelat düşkünüyseniz bu iyi bir fırsat. Mümkün olduğunca çok reçel ve marmelat hazırlayıp saklayın derim.

Benim Tavsiyem:

Bu reçeli aynı karamuk marmelat tarifinde de belirttiğim gibi, bence yalnızca kahvaltıda kullanmayın. Reçellerden çok güzel turta üstü olur. Önümüzdeki günlerde Linz Turtası’nın vegan ve mürdüm erikli versiyonunu deneyip bu bloga yazacağım. Bence reçeli hazırlayıp bekleyin o tarifi.

AFİYET OLSUN!

Pazar, Ağustos 13, 2006

Bir Ziyafettir İstanbul!

Çok şanslı bir insan olduğumu düşünüyorum.

Bir kere, her şeyden önce Türkiye gibi bir cennette yaşıyorum. Sebzenin ve meyvenin, tahılın ve otun vs envai çeşidi var. Aslında bu topraklarda her şey yetişebilir. Böyle şanslı bir ülke.

İkincisi de, İstanbulluyum! Doğma büyüme. Bununla gurur duyuyorum. Çünkü, İstanbul inanılmaz bir enerjisi olan çokkültürlü muhteşem bir şehir.

Dünyada böyle bir ülke ve böylesi bir şehir bir tane daha yok. Bu konuda sanırım herkes benimle aynı fikirdedir.

İstanbul bir ziyafettir aynı zamanda. İstanbul Yemekleri deyince ne anlarsınız?

Ben hemen İlhan Eksen’in ‘Çokkültürlü İstanbul Mutfağı’ isimli kitabından bir alıntı yapayım:

“Bugün ‘İstanbul Yemekleri’nden söz edebilmemizi, İstanbul’da uzun süreden beri yaşayan, önceden gelmiş ya da sonradan yerleşen bütün insanların, birbirlerinin yediklerini görerek, tadarak, duyarak, deneyerek, tarif alıp vererek, aynen veya kendi ağız tatlarına göre az çok değiştirerek uygulamış olmalarına borçluyuz.”

Yine aynı kitaptan başka bir alıntı:

“Yeme içme alışkanlıkları, insanlar arasındaki kültür ve din farklılıklarının belirgin olarak yaşandığı alanlardan biri. Özellikle aynı coğrafyada yaşayan insanlar yemek pişirmek için aynı malzemeleri kullanıp birbirlerinden yemek tarifleri alıp vermişler, bundan dolayı aynı veya çok benzer yemekleri pişirir olmuşlar. Sonunda yemek tarifleri de, sevgi gibi, barış gibi, paylaştıkça çoğalmış, çoğaldıkça zenginleşmiş, ilk nereden çıktığı bile unutulmuş. Paylaşılan sadece tarifler değil. Yemeğini paylaşmak, yediğini ikram etmek, kapısını çalıp ‘Komşu, börek kızarttım, kokusu gelmiştir, buyur sana da getirdim.” Demek bu topraklarda yaşayanlara özgü bir insan ilişkisi olmuş.”

İşte tam bu noktada, vegan olmam sebebiyle aklıma bir şey geldi aylar önce. Herhangi bir tür vejetaryen olmak, ya da vegan olmak garip rejimler yapmak, farklı beslenmek değil, aslında doğru beslenmek. Her ne sebepten olursa olsun, eğer insan vegan ise, ya da herhangi tür bir vejetaryen, ama özellikle de vegan, çoğu kişi onun aç kalmakla yüz yüze olduğu hissine sahiptir. Aslında tabiî ki hiç de öyle değil.

Benim aklıma gelen şu oldu. Sevdiğim o kadar çok Akdeniz, Türk, Çokkültürlü İstanbul, İran vs vs mutfaklarına ait yemek vardı ki, vegan olmam demek bunlara veda etmem demek mi olacaktı? Asla! Öyleyse bir araştırma yapmalıydım. Yaptım da! Dünyanın her mutfağında en az on çeşit vegan yemek bulmanız mümkün. Olmayanları da vegan mutfağa uyarlayabilirsiniz.

İşte bu aşamada düşündüğüm Türk damak tadına uygun vegan yemekler kitabı hazırlamak oldu. Başladım da çalışmalara. Bu blog o çalışmanın bir nevi alt yapısı. Vegan yemekleri hemen bir kenara ayırdım. Vegan olmayanlarda değişiklik yapmak da o kadar zor olmadı. Margarin, tereyağı gibi malzemeleri sıvı yağ ile değiştirebiliyorsunuz. Ege’de örneğin kim tereyağı ya da margarin kullanır ki? Yok denecek kadar azdır. Ya da süt yerine soya, peynir yerine tofu kullanılabiliyor. Yumurtanın da epey alternatifi var. Şeker yerine pekmez ya da işlenmemiş esmer şeker. Bu liste böyle uzar gider. Zaten kitabın bir amacı da bu. Bunların hepsine orada değinilecek.

Ama işin en güzel yanı da, ister vegan olsun ister olmasın herkes vegan yemekleri yiyebilir. Zaten farkında olmadan o kadar çok vegan beslendiğiniz anlar oluyordur ki!

Bu noktada bir konu daha devreye giriyor. Çokkültürlü İstanbul Mutfağı denince Ermeni, Rum, Musevi, Türk yemek kültürleri iç içe girer. Birbirinden ayırt etmeniz, onları ayırmanız ya da dışlamanız mümkün değildir. Ben de bu İstanbul’a has çokkültürlülük meselesini ayrı bir bölüm olarak incelemeye karar verdim ve tarifler hangi kategoriye dahil olursa olsun, eğer çokültürlü İstanbul Mutfağı’nın bir tarifiyse o grubun altında yer alacaktır.

Bir ziyafettir İstanbul! Buyurun sofraya...

AFİYET OLSUN!

Tarkan'ın 'Köy Usulü' Kahvaltısı

Sevgili dostum Tarkan'ı biliyorsunuz. Geçenlerde Müsli, yulaf ezmesi vs bir konu konuşurken ayaküstü bir tarif verdi bana. Muhteşem bir kahvaltı tarifi... Unutmadan: Aman organik malzemeden şaşmayın!

Kendisine çok teşekkür ediyor ve sözü Tarkan'a bırakıyorum:

Kahvaltımın hem hazırlaması zaman almıyor hem de uzun süre tok tutuyor.Tam bir "köy usulü" kahvaltı bana kalırsa,tam bizim topraklara özgü. Köy kadınları elde avuçtakilerden enfes yemekler hazırlar ya bence bu da böyle bir şey. Bir kere son derece faydalı hem de lifçe zengin, kilo alacağım korkusu da yaratmaz!

Malzeme:

* 1-1,5 çay bardağı kadar yulaf ezmesi
* 1 çay bardağı su (soya sütü de olabilir)
* 1 yemek kaşığı buğday ruşeymi
* 1 avuç kadar kabak çekirdeği içi, ay çekirdeği içi, ceviz, çiğ badem karışımı
* 1-2 yemek kaşığı tahin
* 1- 2 yemek kaşığı pekmez (ben dut pekmezini tercih ediyorum)


Organik malzemeleri tercih ederseniz daha leziz olur!

Hazırlanışı:

* Yulaf ezmesi ve suyu bir küçük sos tavasında orta ateşte 2 dakika kadar karıştırarak çevirin, suyunu çekip lapa haline gelmeye başlayınca 1 yemek kaşığı kadar buğday ruşeymini ekleyin, şöyle bir karıştırıp ateşten alın. (Dikkat yulaf ezmesi lapası ne çok sulu ne de çok katı olsun, bebek maması kıvamını yakalayın).
* Bu arada badem, ceviz ve çekirdek karışımını bir başka tavada 1-2 dakika hafifçe kavurun. Yulaf lapasının üstüne serpiştirin ve son olarak tahin pekmezi döküp afiyetle yiyin.

Not:

Tahin yerine çekirdek karışımına biraz susam ekleyebilir, pekmez yerine bir kaşık kuru üzüm de kullanabilirsiniz.

Neden Bu Tarif?

* yulaf ezmesi: lif yönünden zengin bir tahıldır, B grubu vitaminler ve bazı mineraller içerir. Bağırsak tembelliğine birebirdir. Kan şekerini düzenler, yüksek kolesterolü düşürür.

* ruşeym: buğdayın en kıymetli kısmıdır, yine lifçe ve E vitaminince zengindir. Buğdayın kalbidir!!!

* çekirdek karışımı: omega 3 ve omega 6 yağ asitlerince zengindir, E vitamini, kalsiyum, demir, magnezyum gibi çok faydalı mineraller ve iyi kalitede bitkisel protein içerirler.

* tahin: özellikle kalsiyumun iyi bir kaynağıdır. B ve C vitaminlerince zengindir, fosfor, magnezyum, demir gibi mineralleri de barındırır.

* pekmez: Demirin en iyi kaynaklarından biridir, günlük 2 yemek kaşığı pekmez demir ihtiyacının önemli bir kısmını karşılar. Kana çabucak karıştığı için acil enerji ihtiyacı duyanlara önerilir, beslenmede çok çok önemli bir yeri bulunan eşsiz bir gıdadır. Özellikle kış aylarında bol bol tüketilmelidir.

Kısaca bu kahvaltı ile;

demir, kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi çok değerli mineralleri
bitkisel aminoasitleri (proteinleri)
A,B,C ve E grubu vitaminleri
omega 3 ve 6 yağ asitlerini(elzem yağ asitleri)
ve posalı gıdaları

YETERİNCE ALIRSINIZ!

Cumartesi, Ağustos 12, 2006

Neşeli 'Soya Shake'ler


Malzeme:

* Soya sütü (veya yulaf içeceği)
* Meyve

Hazırlanışı:


* Sevdiğiniz meyveleri yıkayıp, gerekiyorsa birkaç parçaya bölerek blender'a koyun. Üzerine arzu ettiğiniz miktarda soya sütü katın ve blender'dan geçirin.

* İçine buz katarak ve arzuya bağlı olarak renklendirmek amaçlı bir iki nane yaprağı ile servis yapabilirsiniz.

Neden Bu Tarif?

Herkes milk shakeler içerken veganlar neden soya shake içmesinler? Hem daha sağlıklı ve inanın daha da lezzetli.

Benim Tavsiyem:

Bu tarifi her meyveyle yapabilirsiniz. Şayet üzüm, portakal, şeftali, erik, kayısı, greyfurt, muz, frambuaz vs gibi yumuşak meyvelerse direkt blender'a konabilirler. Ama elma vs gibi sert meyveleri önce katı meyve sıkacağından geçirmekte fayda var. Yumuşak meyveleri katı meyve sıkacağından geçirmeyin, hafif posası kalsın bu karışımda. Fazla oynanmış meyve ve sebzenin yararı olmaz zaten. Bu işler için özel sıkacaklar da var piyasada ama elinizin altındakiler yeter bence.

Bir de soya sütleri çeşit çeşittir, ben sade ve şekersiz olanını tercih ediyorum ama mutlaka çikolatalı veya vanilyalı soya sütünü tercih edenler meyveyle karıştırınca da çok hoş tatlar elde edeceklerdir.

AFİYET OLSUN!

Cuma, Ağustos 11, 2006

Çilav















Malzeme:

· Çilavlık Pirinç
· Safran
· Zereşk
· Zeytinyağı
· Su
· Deniz tuzu

. Çam fıstığı
. Badem

Hazırlanışı:


· Pirinç ayıklanıp yıkanır. Geniş bir kapta, içine tuz atılmış sıcak suda en az bir saat bekletilir. (Mümkünse geceden)
· Çilavın yapılacağı tencere yarıya kadar suyla doldurulur, temizlenmiş pirinç su kaynadıktan sonra tencereye konur. Kaynayan suda pirinç 10 dakika kadar haşlanır, arada sırada karıştırılır.
· Bu arada bir iki tutam İran safranı bir havanda dövülüp küçük cam bir kaba konur ve sıcak su eklenerek eritilir. Bu karışım yemek yaparken hep ocak ateşine yakın bir yerde sıcakta bulundurulmalı.
· Çilavlık pirinç yeterince haşlanınca bir kevgire alıp soğuk sudan geçirilir.
· Aynı tencere çilavı demlemek için kullanılacağından, temizlenir, ateş orta dereceye ayarlanır.
· Tencereye zeytinyağı konur. Başka sıvı yağ da kullanabilirsiniz ayçiçeği gibi, ama benim tercihim hep zeytinyağından yana. Bu zeytinyağının konma sebebi, çilavın altının çıtır çıtır olması içindir. Değişik teknikler, uygulamalar olsa da tah-deeg denen bu çıtır çıtır tabakayı çilav kendi kendine oluşturur zeytinyağı ile. Bu yüzden çilavlık pirinç tencereye direkt zeytinyağından sonra konur. Tahta bir spatula ile çilava delikler açılır. Bunlar pirincin nefes alıp daha iyi pişmesini sağlar. Bu arada ateş yüksek olmalı ki, tah-deeg oluşsun.
· Tencereyle kapak arasına temiz bir bez ya da beyaz bir kâğıt konur. Ateş orta dereceye getirilip çilav 25-30 dakika pişirilir.
· Bitmeye 5 dakika kala çilavın üzerine biraz zeytinyağı dökülür.
· Tencere soğuk suya oturtulur. Üstüne konan tabağa tencere ters çevirilerek çilav çıkartılır. Üst kısmı çıtır çıtır çıkacaktır.
. Servis yaparken yemek esnasında hep ocağın yanında tutulmuş olan safran çilavın üstüne dökülür.
. Biraz zeytinyağında arzu edilen miktarda ayıklanmış ve temizlenip yıkanmış zereşk çevrilir ve çilavın üstüne eklenir.
. Arzu edilirse kırık çam fıstığı ve bademler de çilavın üstüne konur ve servis yapılır.

Afiyet Olsun!

Zereşkli ve Mürdüm Erikli Soya Eti

Malzeme:

· Kişi başı bir avuç kadar soya eti
· 6 - 7 mürdüm eriği ve biraz limon suyu
· zereşk
· 5 – 6 tane ince doğranmış siyah zeytin
· 4 adet çarliston biber
· 2-3 diş sarımsak (ince doğranmış)
· kırmızı pul biber
· taze çekilmiş beyaz biber
· kişniş
· tarhun otu
· zeytinyağı
· soya sosu
· susam yağı
· işlenmemiş esmer şeker
· tarçın

Hazırlanışı:


· WOK tavada ya da teflon tavada biraz zeytinyağında ince uzun kesilmiş çarliston biberler bir dakika kadar çevrilir.
· Mürdüm erikleri ince ince dilimlenip 10 dakika kadar biraz limon suyunda bekletilir. Başka bir tavada az zeytinyağında şeker ve tarçınla biraz çevrilir.
· İki kişi için yarım avuç zereşk yeterlidir. Zereşk sudan geçirilip az zeytinyağında biraz çevrilip bekletilir.
· Sıcak suda şişmiş olan soya eti zeytinyağında çevrilir, kişniş ev beyaz biber atılır ve karıştırılır. Sarımsak ve acı pul biber katılır ve sosun karamel kıvamını alması beklenir. Bu aşamada biraz susam yağı ve bolca soya sosu katılır.
· Biraz daha çevirdikten sonra sırayla tarhun otu, zeytin, çerliston biber, zereşk ve mürdüm eriği katılır. Tavada biraz daha çevrilip servis yapılır.


Neden Bu Tarif?

Ben bu tarifi 19.08.2005’te yoklukta ürettim. Ne yiyeceğimi bilemedim, evde de fazla bir şeyler yoktu. Kolum ameliyatlıydı. Olanlardan uydurdum. Gondolda Soya Eti’ne benzer ama bunda çok farklı malzemeler var ve fırına girmiyor. Tadı çok hoş.

Benim Tavsiyem:

Zereşk kırmızı ve ekşi bir İran meyvesi. İran bakkallarında, İran yiyecek içecek malzemeleri satan dükkanlarda mutlaka bulabilirsiniz. İran’ın geleneksel ve benim de çok güzel yaptığım söylenen ÇİLAV tarifinde kullanılır. Bulamazsanız mutlaka mürdüm eriği ile deneyin. Mürdüm eriği güzel bir yaz meyvesi, bol bol faydalanmakta yarar var. Kışın bu tarifi sırf zereşkle yapıyorum. Malzemelere sadık kalın, inanılmaz bir zevk yaşayacaksınız: Ekşi, tatlı ve acının uyumu. BU KADAR OLUR!

AFİYET OLSUN!

Perşembe, Ağustos 10, 2006

Pilâki


Malzeme:

· 1 bardak dermason fasulye
· 2 soğan
· 2 havuç
· tuz
· biber
· 5 tane taze soğan
· 1 küçük patates
· 5 baş sarımsak
· zeytinyağı
· işlenmemiş esmer şeker
· maydanoz

Hazırlanışı:


· Geceden ıslatılan fasulyeler biraz diri kalacak şekilde haşlanır.
· Soğan zeytinyağında kavrulur. 2 bardak sıcak su ile fasulyeler konur.
· İçine halka halka kesilmiş havuç, küçük küp şeklinde kesilmiş patates, sarımsaklar, 2 cm kadar küçük kesilmiş taze soğan, tuz, biber ilave edilir ve pişmeye bırakılır.
· Çok az şeker ilave edilir.
· Soğuyunca maydanozla süslenir.

Neden Bu Tarif?

Bu annemin pilakisinin tarifidir. Tüm diğer yemekleri gibi pilakisi de övgü almıştır yıllardır. Annem pilakisiyle haklı olarak çok gururlanır, çünkü ‘gerçek’ pilakidir onun yaptığı. Tam Rum usulüdür.

Benim Tavsiyem:

Çok sınırda bir tarif olduğundan pilakiyi yaparken bu tarife sıkı sıkıya bağlı kalmanızı öneririm.

AFİYET OLSUN!

Çarşamba, Ağustos 09, 2006

Tofulu Kabak Dolması


Malzeme:

· Orta boy yeşil dolmalık kabak (kalın ve tombul olanlardan)
· Silken tofu (yumuşak tofu)
· Soğan
· Dereotu
· Kırmızı pul biber
· Tuz
· Zeytinyağı

Hazırlanışı:


· Kabakları kazıyıp yıkayın, saplarını ve üst kısmından ufak bir bölümü kesin. Kabakları uzunlamasına ikiye bölün. Küçük bir kaşıkla çekirdeklerini çıkartın.
· Büyük bir tencereye sıcak su ve tuz koyup suyu kaynatın. Su kaynayınca kabakları tencereye koyup 5 dakika kadar haşlayıp çıkartın ve süzün.
· Silken tofuyu derin bir kaba koyun. İçine rendelenmiş soğanı ve ince kıyılmış dereotunu ekleyin. Tuz ve kırmızı pul biber de ekledikten sonra biraz zeytinyağı katıp tüm malzemeleri bir çatal yardımıyla ezin.
· Elde ettiğiniz harcı bir kaşıkla süzdüğünüz içi oyulmuş ve kayık şeklindeki yarım kabakların içine doldurun.
· Kabakları biraz zeytinyağı ile yağlanmış fırın tepsisine ya da fırın kabına yerleştirin.
· Beş dakika önceden 175 dereceye ayarlanmış fırında 30 dakika pişirin.

Neden bu tarif?

Son derece sağlıklı, besleyici ve hafif bir yemek. Görüntüsü çok şık. Tadına doyum olmuyor. Kabak sevmeyenler bile bayılır.

Benim Tavsiyem:

Ana yemek olarak sunabileceğiniz çok lezzetli bir yemek. Mutlaka yumuşak tofu (silken tofu) kullanın. Bu yemek tek başına o kadar doyurucu ki, bir dilim esmer ekmek ve bir kadeh kırmızı şarapla gayet güzel bir ziyafete dönüşüyor.

AFİYET OLSUN!

Salı, Ağustos 08, 2006

Hamursuz Mürdüm Erikli Tart

Malzeme:

· 2 adet mürdüm eriği
· 1 yemek kaşığı limon suyu
· 1 yemek kaşığı işlenmemiş esmer şeker
· ¼ çay kaşığı tarçın
· 1 yemek kaşığı sıvı yağ

Hazırlanışı:

· Erikler yıkanıp dörde bölünür. Limon suyu üzerlerine dökülüp 10 dakika bekletilir.
· Şekerle tarçın karıştırılır. Sıvı yağ yağsız tavada kızdırıldıktan sonra erikler ilave edilir. Üzerlerine şeker-tarçın karışımı serpilir.
· Kısık ateşte yumuşayana kadar, püre haline gelmemesine dikkat ederek (hafif diri kalmaları en iyisidir) pişirilir.

Neden Bu Tarif?

Bu tatlı, ağır bir yemeği telafi etmek ve meyvelerin vitamin ve liflerinden faydalanmak için en iyi çarelerdendir. Tam olmamış erikleri tatlandırmanın da bir yoludur.

Benim Tavsiyem:
Aynı tarif kiraz, elma, armut ya da incirle de yapılabilir. Özellikle; o gün tatlı olarak alınmayacaksa – ki alınsa da fark etmez -
Soya etli yemeklere katılabilir.

AFİYET OLSUN!

Tofulu ve Domatesli Yeşil Salata

Malzeme:

· Yeşil Salata
· Domates
· Tofu (arzuya ve zevke göre sert tofu da, silken tofu da olur)

Salata Sosu İçin:


· 2 yemek kaşığı ince doğranmış taze soğan
· 1 çay kaşığı hardal
· 2 yemek kaşığı sirke
· 6 yemek kaşığı zeytinyağı
· tuz
· taze çekilmiş karabiber
· 4 yemek kaşığı maydanoz ya da fesleğen (en son doğranacak)

Hazırlanışı:

· Yeşil Salata tabağa konur. Üzerine doğranmış domatesler yerleştirilir. Tuz atılır.
· Salata sosu malzemeleri karıştırılır.
· Tofu domates dilimlerinin üzerine ufalanarak serpiştirilir.
· Tuz ve karabiber eklenir. Salata sosu üzerine dökülür.
· Maydanoz ya da fesleğen eklenir.

Neden Bu Tarif?

Oldukça besleyici, hatta ana öğün olarak bile kullanılabilecek bir salata.

Benim Tavsiyem:

Deniz ya da okyanus tuzundan şaşmayın ve mutlaka köy ekmeği ile servis yapın.

AFİYET OLSUN!

Pazartesi, Ağustos 07, 2006

Gondolda Soya Eti


Malzeme:

· Soya eti
· Domates
· Mantar
· Fesleğenli Domates Sosu (Soslar bölümünde tarifi var)
· Soya Sosu
· Zeytinyağı
· Kişniş
· Kırmızı Pul Biber
· Beyaz Toz Biber
· Tarhun Otu
· Kekik
· Alüminyum Folyo


Hazırlanışı:

· Bir avuç soya eti bu yemek tarifinin iki porsiyonu için yeterlidir. Bu durumda arzu ettiğiniz kadar soya etini sıcak suda yumuşaması ve şişmesi için bekletin.
· Beklerken domatesleri ve mantarları yıkayıp ayıklayıp küçük küçük ama ağza gelecek boyutlarda kesin.
· Yağsız bir tavaya zeytinyağını koyun ve soya etlerini orta ateşten biraz harlıca çevirerek pişirmeye başlayın.
· Soya etine biraz beyaz toz biber ve kişniş katarak biraz daha pişirin.
· Soya etine kırmızı pul biber katarak biraz çevirin ve bekleyin. Hafif karamelimsi bir sos olmaya başlayacaktır.
· Bu aşamada biraz soya sosu katın karışıma.
· Kıydığınız domatesleri, biraz fesleğenli domates sosunu, kekik ve tarhun otunu katıp gene biraz çevirin ateşte.
· Domateslerin biraz pişmesini bekleyip son olarak mantarları katın ve biraz daha çevirin.
· Bu aşamadan sonra arzu ederseniz böyle de servis yapabilirsiniz ama her porsiyon için iki kat dikdörtgen şeklinde kesilmiş alüminyum folyoya porsiyon olarak ne kadar istiyorsanız o kadarını koyun.
· Alüminyum folyuyu iki yanından tutup elinizle sıkıştırıp kapatın, üstünü de birleştirerek kapatın, gondol şekline sokun, en üst noktasında bir delik şeklinde buharın çıkması için açık bırakın.
· Daha önceden 200 derecede ısıttığınız fırının tepsisine gondollarınızı koyup 10 dakika fırınlayın.

İPUCU:

Kağıtta hazırlanmış yemekler, eğer porsiyonluk hazırlanmış ise içinde piştikleri kağıtta servis yapılabilir. Böylece hem görüntüsü şık olacak, hem sosu akıp ziyan olmayacak, hem de çabuk soğumayacaktır.

Neden Bu Tarif?

Ben bu tarifi aslında Gülriz Sururi’nin Gondolda Tavuk tarifinden uyarladım. Tabii ki, soya eti eğer misafiriniz vejetaryen ya da vegan değilse tavuğu aratmayacaktır. (Benim kedilerim bile tavuk pişirdiğimi sanıp koşuyorlar bu yemeği hazırlarken.) Son derece kolay ve çabuk hazırlanan, kalorisi az ve çok sağlıklı bir tarif. Ayrıca çok da sükse yapan bir yemek! İnanın pek çok misafiriniz bir daha bu yemeği yemek için sizi arayacak ve tekrar gelmek isteyecek. Romantik akşamlar için de keyifli bir tarif. ;-)

Benim Tavsiyem:

Kesinlikle çok şık servis yapın. Büyük tabakta gondol halinde, kağıdı açmadan getirin. Bırakın misafiriniz gondolunu kendi açıp o müthiş koku cümbüşü ile kendinden geçsin. Ben bu yemeği çok şık hazırlanmış bir masada, mum ışığında, illa ki yeşil salata, kendi yaptığım tam buğday ekmeği (ekmek bölümünde tarifi var) ve gene illa ki çok iyi bir kırmızı şarapla sunmayı tercih ediyorum. İnanın başka yemeğe, mezeye vs gerek kalmayacak ve bana teşekkür edeceksiniz. ;-)

AFİYET OLSUN!

Kendi Ekmeğini Kendin Yap!


Ben bir ekmek delisiyim. Ama vegan olunca işler zorlaşıyor, her ekmeği yiyemiyorsunuz. Her yere güvenemiyorsunuz. Ben bunun çaresini buldum. Ekmeğimi evde kendim yapıyorum. Hiç de sanıldığı gibi zor ya da uzun bir iş değil. Bir dönem ekmek makinesi kullandım. Ama artık onu da yapmıyor, elde yoğurup fırında pişiriyorum.

Buraya zaman zaman değişik ekmek tarifleri ekleyeceğim. Onun için arada sırada arşivden girip buraya bakın. Benim tariflerim hem elde hem de makinede yapmak isteyenler için. Ama ben gene de elde de bir deneyin derim. İnanılmaz bir zevk!

Ölçülerle ilgili minik bir hatırlatma:

Makine kullanın ya da kullanmayın, mutlaka bir ölçü kabı bulundurun derim. Makine kullanıyorsanız makinenizin ölçü kapları vardır zaten. Eğer kullanmıyorsanız, saydam ve her iki tarafında değişik ölçüleri belirten bir kap edinmenizi tavsiye ederim. Bir yanında ml bir yanında cup ölçüleri verenlerden. Bu sayfadaki tarifler o ölçü kaplarına göre olacaktır. Bu ölçü kapları 1 1/4 cup ve 300 ml gösterir. Bu arada, makinesi olanların da kaşık şeklinde ikili bir ölçüsü vardır. Küçük ölçü kaşığı bir çay kaşığına, büyük ölçü kaşığı ise bir yemek kaşığına eşdeğerdir. (Tariflerde kafalar karışmasın diye!!!)

En sevdiğim tarifle başlıyorum:

TAM BUĞDAY EKMEĞİ:

Malzeme:

· 1.5 küçük ölçü kaşığı toz maya
· 2 ölçü kabı tam buğday unu
· 1 küçük ölçü kaşığı tuz
· 1 küçük ölçü kaşığı işlenmemiş esmer şeker
· 1 küçük ölçü kaşığı soya sütü (şekersiz)
· 1 büyük ölçü kaşığı sıvı yağ
· ¾ ölçü kabı su + 1 büyük ölçü kaşığı su

Hazırlanışı:

· Eğer ekmeği elde yapıyorsanız, bir kabın içine önce ununu elekten geçirerek koyun. Tam buğday unu kepekli olur. Kepeği de geçtiği kadar elekten eleyip geri kalanını içine katın.
· Unun orta yerine bir çukur açıp önce tuz, maya, şekeri koyup sonra da sıvı malzemeyi ekleyin. Yani süt, sıvı yağ ve en son olarak da su.
· Bir elinizle hamuru bu kabın içinde iyice yoğurun ve kıvamını alınca üzerini temiz bir bezle iyice örtüp beklemeye bırakın.
· Elde yapılan ekmek için en az 1.5 hatta 2 saat hamuru bekletmekte fayda var. Ben bazen daha fazla bile bekletiyorum.
· Daha sonra bu hamuru ekmek kalıbınıza koyup 170-180 dereceye ayarlanmış fırında 1.5 saat pişirin.

Hatırlatma:

Eğer ekmeğinizi makinede yapıyorsanız, makinenizin tarifine uyun!

Neden Bu Tarif?

Çok sağlıklı bir ekmek. Ayrıca inanılmaz derecede de dayanıklı. Eğer bu ekmeği bir hafta yemeden durabilirseniz, bir hafta dayandığını göreceksiniz. Ama o kadar lezzetli ki, eminim çok kısa sürede tüketirsiniz. Eğer sağlık sebebiyle herhangi bir diyet yapıyorsanız (laktoz alerjiniz varsa, kilo sorununuz varsa vs vs) tam aradığınız ekmek işte bu!!!

Benim Tavsiyem!

Yukarıda belirtilen malzeme küçük boy ekmek içindir. Makinede yapıyorsanız tam makine kalıbı için miktardır. Ama ben bu malzemenin tam iki mislini kullanarak ve IKEA'dan aldığım ekmek kabımda yapıyorum ekmeği. Kocaman bir somun oluyor, tavsiye ederim. Ama DİKKAT! Mayayı iki misli malzemede iki misli tutmayın, yani 3 çay kaşığı ya da minik ölçü kaşığı değil de 2 çay kaşığı ya da minik ölçü kaşığı olarak katın.

AFİYET OLSUN!